ÜYE GİRİŞİ ÜYE OLMAK İÇİN ALTTAKİ LİNK İ TIKLA
-
-
ERSAĞ RESMİ WEP SİTESİ DEĞİLDİR
-
-
RESMİ ERSAG WEP SİTESİ DEĞİLDİR
-
KARAMAN TARİHİ
Şemsüddin Mehmed Bey (1263-1279/1280): Sultan Kılınç Arslan, Kerimüddin Karaman Bey ölünce, Ermenek ve Karaman iline Kadı Hotenî’nin oğlu Bedrüddin İbrahim’i tayin etti. Bedrüddin İbrahim, Karaman Beyin oğullarından Mehmed, Mahmud, Kasım ve Halil Beyleri bir baskınla yakalayarak, Gevele Kalesine hapsetti. Fakat çok geçmeden Sultan Kılınç Arslan ölüp, yerine çocuk yaştaki oğlu III.Gıyasüddin Keyhüsrev geçince, Vezir Muiniddin Pervane, Karamanlıların herhangi bir yürüyüşünden korkarak, bu beyleri serbest bıraktı.
Mehmed Bey, bu başarılarını Misir ve Suriye’ye hakim olan Türk Memluk Sultani Baybars’a bildirdi. Sultan Baybars’in Anadolu’ya gelmek üzere olduğunu haber alması Mehmed Beyi ziyadesiyle memnun etmiştir. Çünkü Mogollara karşi ittifak yaptığı Nigde Emîri Şerefeddin’in yakalanıp öldürülmesi durumu biraz güçleştirmişti. Sultan Baybars’in, Elbistan ovasında Mogol kuvvetlerini bozguna uğratması Mehmed Beyi cesaretlendirmiştir. Mehmed Bey, askerleriyle Aksaray üzerine yürümüşse de şehri almaya muvaffak olamamıştır. Mehmed Bey daha sonra Menteşe ve Eşref-oglu Türkmenlerini de yanına alarak, beraberinde Sultan II.İzzeddin Keykavus’un şehzâdesi Gıyasüddin Siyavuş (tarihte Cimri lakabıyla meşhur) olduğu halde Konya önlerine geldi. Bu sırada Konya Valisi olan Eminüddin Mikâil, direnmek istediyse de muvaffak olamadı ve Karaman-oğlu Mehmed Bey, Konya’yı ele geçirdi (14 Mayıs 1277). Mehmed Bey, şehre girdikten sonra II.İzzeddin Keykavus’un oğlu Gıyasüddin Siyavuş’u sultan ilan ederek, onun namına hutbe okutup sikke kestirdi, kendisi de sultanın veziri oldu. Aynı gün Konya’da toplanan divanda Mehmed Bey, Türk dilini başka dillerin tasallutundan kurtararak, yeniden devlet dili olmasını sağlayan meşhur fermanını yayınladı:
1294 -H. (1877 M.) tarihli salnamede de şunları yazıyor: "Karamanda büyük küçük 41 camii, 82 mescit, 17 medrese, l kütüphane, 5 tekke, 12 zaviye, l rüştiye mektebi ve biri Ermeni, diğeri Rum 2 adet kilise ve 51'i İslam ve 2'si Rum olan 53 mektep, ikisi çift ve yedisi tek olmak üzere 9 hamam 115 çeşme ve şadırvan, 422 dükkan, 7 han, 5 adet bezirhane, 11 yağhane, 33 değirmen, l imaret, 11 sebil, 12 sarnıç, l buzhane, 4 karlık, l adet Kala-i atik mevcuttur."
2,5 asırlık tarihleri sırasında, Karamanoğulları'nın toprakları zaman zaman büyüyüp küçülmüştür. Karaman Beyliği, Türkiye'nin şu vilayetlerine yayılmıştır: Konya, Karaman, Niğde, Aksaray, Ankara, Nevşehir, İçel, Kırşehir vilayetlerinin tamamı, Antalya'nın doğu yarısı, Karamanoğulları nüfuz ve tabiyetinde bulunmuştur. Karamanoğullan batıya doğru Antalya, İsparta, Afyon dolaylarında zaman zaman yukarıdaki sınırlarıda aşmışlar, akın mahiyetinde çok daha uzaklara gitmişler ve Bursa'ya da girmişlerdir. Yukarıda gösterilen topraklar 146000 km2 olup, o dönemde bu topraklar üzerinde 2 milyon insanın yaşadığı tahmin edilmektedir.
Anadolu Selçuklu Devleti’nin 1308 yılında yıkılmasından sonra Karamanoğulları Konya ve çevresine tamamen hakim oldular. Selçuklu başkentine sahip oldukları için bu devletin mirasçısı olduklarını iddia edip Anadoludaki siyasi birliği sağlamaya çalıştılar. Bunun için Moğollarla çok uzun süren savaşlar yaptılar. Topraklarını Ak Deniz sahillerine kadar genişlettiler. 14. yüzyılın başına gelindiğinde Karamanoğulları Anadolu’daki en güçlü beylik konumundaydı. Toprakları; Karaman, Konya, Sivas, Kayseri, Niğde, Adana, Antalya, Silifke, Anamur, Mut, Ermenek, Gülnar, Alanya, Gazipaşa, Isparta ve Beyşehir’i içine alıyordu.
Sergi salonlarında 33 adet vitrinde sırasıyla: Neolitik Devir, Kalkolitik Devir, Bronz Çağı, Klasik Çağ, Roma Devri, Bizans Devri, Selçuklu Devri, Anadolu Beylikleri, Karaman Oğulları, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine ait eserler ile 4 adet sikke vitrininde Hellenistik, Venedik, Roma, Bizans, Anadolu Beylikleri, Karaman Oğulları, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemlerine ait sikkeler kronolojik olarak sergilenmektedir.
Aziz Pavlos bu ilk ziyaretinden 2 yıl sonra İ.S. 49 yılında bu kez karayoluyla ikinci kez Derbe’yi ziyaret etti. Pavlos bu ziyaretinde Atioch on the Orontes, Derbe, Lystra, Iconium, Antioch in Pisidia, Alexandria Troas, Neapolis, Philippi, Thessalonica, Beroea, Athens, Corinth, Ephesus, Caesarea, Antioch on the Orontes yolunu izlemiştir.
Aziz Pavlos İ.S. 53 yılında 3. ziyaretine çıktı. Bu ziyaretinde de Antioch on the Oronthes, Derbe, Lystra, İconium, Antioch in Psidia, Ephesus, Alexandria Troas, Asos, Lesbos, Chios, Samos, Trogyllium, Miletus, Cos, Rhodes, Patara, Tyre, Potolemais, Caesarea, Jaruselem yolunu izlemiştir.
Caminin giriş kapısına iki renkli mermerle zıvanalı kemer yapılmıştır. Bunun üst tarafına da bir Mevlevi sikkesi işlenmiştir. Mevlevi sikkesinin taş kemerinde beş satır halinde kitâbesi yer alır. Kitâbenin Türkçesi şöyledir: "Ariflerin, kutbu, aşıkların, sultanların, milletin, Hak’kın ve dinin celâli (Mevlâna'nın) Tanrı pek zahir olan sırrını mukaddes kılsın. Kişi zâde ve keremli hatuna nispet edilen bu mübarek zaviyenin ve Karamanoğlu Mahmut oğlu, Halil oğlu Sait ve Şehit Seyfettin Süleyman Bey'in Merkadinin -Allah toprağını aydınlatsın- yapılmasını yüce sultan, âlemde Tanrı’nın gölgesi, ümmetlerinin dizginini elinde tutan Arap ve Acem sultanlarının efendisi, azgınları, inatçıları kahreden, kafirleri ve müşrikleri öldüren, fetih babası Karamanoğlu Mahmut oğlu Halil oğlu Alaeddin -Allah mülkünü muhallet kılsın, bayraklarını yükseltsin, yardımcılarını muzaffer ve hoşnut yapsın- Hicretin 772.yılı ve rebiulevvelinin evvellerinde emretti."